
Koşulsuz Ebeveynlik
"Eğer boş zamanınızdan fedakarlık etmeye hiç niyetli değilseniz ve evinizin sürekli sessiz, sakin ve temiz kalmasını istiyorsanız, belki de çocuk yerine balık yetiştirmeyi düşünmelisiniz."
Alfie Kohn
Ne zaman sakin kalmam gereken anlar artsa veya zorlaşsa ,ev sakinleştiğinde açıp bu kitabın altını çizdiğim satırlarını okuyorum.Biliyorum ki ,o hırçın olduğu an en çok bana ,sakinliğime ve onu sevdiğimi duymaya ihtiyacı var.Bazı sayfaları okurken bu kadar zor olmamalı demiştim fakat çocuk yetiştirmek ne kadar emek istiyorsa ,emek verirken sabır ile her koşulda sevgi verebilmekte bir o kadar emek istiyordu.Mükemmel anne olmak gibi ütopik şeylerden bahsetmiyor yazar kitabında koşulsuz sevgi verebilecek misin diye soruyor ve ekliyor istersen sana yol gösterebilirim.Ve olan bitene çocuğun gözünden bakmayı anlatmaya başlıyor.
Çoğu kitap size çocuğunuzla yaşadığınız sorunlar için neye ihtiyacınız var sorusunu sorar fakat bu kitapta yazar size çocuğunuzun neye ihtiyacı var diye soruyor ve ekliyor kısa vadede çözüm gibi görünen bir yol arıyorsanız cezalara baş vurun ama huzurlu ,mutlu ve bağlarınız kuvvetli bir çocuk istiyorsanız onlara sadece ‘Koşulsuz Sevgi’ verin.
Altı çizilen cümlelerden biri daha "Eğer odaya girdiğinizde çocuklarınız kaskatı kesiliyorsa kimin haklı olduğunun önemi yoktur."Diyor yazar aslında kitabın başından sonuna ebeveynin bir taraf seçmesi gerektiğini düşünüyorum anne ve babalık kolay olan bir yol değil ve her karşılaştığımız zorlukta yıkıcı tarafta mı yoksa yapıcı tarafta mı olmak istediğimiz karar vermemiz gereken bir soru.
Yani yönetmek mi yöneltmek mi ? Yönetmek çocuğun bağımsızlık kazanmasını engellerken ,çocuğun zihnini çalıştırıp yönlendirmek onu hayata hazırlıyor.Oyuncaklarını hemen topla ,yoksa bir daha oynamana asla izin vermem derken o an hemen harekete geçmesini beklerken biz ,zaten duygularını yönetemeyen ve bu cümle ile iyice işin içinden çıkamayan çocuk senaryosunda yazar size şu cümle ile destek veriyor : "Oyuncaklarını toplarsan odayı daha rahat kullanırsın.Gel birlikte yapalım.Bu arabayı nereye koymak istersin?". Evet ,sihirli bir değnek dokunmuş gibi bir anda sakinleşmiyor her şey ama inanın ‘birlikte’ kelimesi rahatlatıyor ikinizi de. Bu kitaptan öğrendiğim ,deneyimlediğim ve faydasını gördüğüm şey birliktelik ve birliktelik içinde ona rehberlik etmek.
Otomatik cevaplar verdiğimiz, çevre ve kendi sesimizden çocuğumuzu duyamadığımız günlerde, karşılıklı inada bindirmenin çözüm olmadığını hatta durumu daha da zorlaştırdığını çoğu anne deneyimlemiştir diye düşünüyorum işte bu anlar için yazarın bir önerisi var “ çocuğa yapma “ yerine “çocukla birlikte yapma” ! Sizden duyacağı “Ben yorgunum ve sen öfkelisin en iyisi birlikte sakinleyip birlikte yol alalım , seni her halinle seviyorum !” Cümlesinin günü kapatırken vereceği huzuru yaşamamızı öneriyor.
Bu kitapta o kadar çok altını çizdiğim satır var ki kendi yorumumdan çok onlara yer vermek istiyorum.”Çocuk, eğittiğimiz bir ev hayvanı değildir; tıpkı veri girdisini nasıl işleyeceği bilinen, öngörülebilir bir bilgisayar olmadığı gibi.
Çocuk büyütmek, ev sineması sistemi kurmaya veya güveç yapmaya benzemez. Bunları başarmak için bir uzmanın talimatlarını izlemeniz yeterlidir. Her bedene uyar yöntemler gerçekte her aileye uymazlar. Sonsuz sayıdaki olasılıkların hangisiyle karşılaşacağınızı da öngöremezler.”
Karşılaşacağımız olasılıklarda doğru olanı yapma umudu ile bitiriyorum bu yazıyı …
Güzelliklerle Kalın